Yenienerji | Kasım-Aralık 2021 | Sayı: 83

Toprağa sıkılan kimyasallar toprağa girmekle kalmayıp içme sularına karışmakta ve nihayetinde bu döngü ile vücutlarımıza girmektedir. Vücudumuza almış olduğumuz zirai kimyasallar vücudumuzda bulunan faydalı bakterileri de öldürmektedir. Bu da çeşitli sağlık sorunlarına sebep olabilmektedir. Değişmekte olan çevre koşullarıyla birlikte gıda güvenliğini sağlamak giderek belirsizleşmekte ve artmakta olan popülasyonun değişken gıda tüketim alışkanlıkları sürdürülebilir tarımı desteklemeye yönelik ihtiyacı ortaya koymaktadır. Bu bakış açısıyla, gıda ihtiyacını karşılamaya yönelik yapılan çalışmalar hızla ilerlemekte, yüksek teknoloji ve yenilikçi fikirler kullanılarak daha az enerji ve su tüketimi ile toprak erozyonunu önleyerek yüksek kalite ürün elde etme yöntemleri Ekolojik Tarım adı altında uygulanmaktadır. Ekolojik tarım, günümüzde sürdürülebilir tarım savunucuları arasında üst düzey hedef olarak kabul edilmektedir. Resim 1’de ekolojik tarım yapılan yüksek teknoloji bir sera görseli verilmiştir. Sera içerisinde sensörler ve otomasyon yardımıyla mikro iklim koşulları sağlanarak yıl boyunca aynı şartlar altında ürün yetiştirmek mümkündür. Geleneksel tarıma kıyasla, toprak kullanmadan, bilgisayar desteğiyle bitkilere verilen yeterli miktarda bitki besini ve %95 daha az su ile 20 kat daha fazla, kaliteli ürün elde etme olanağı sağlanabilmektedir. Yüksek teknoloji sera çözümlerinin giderek daha fazla uygulamaya koyulmasıyla tarımda kullanılan elektrik enerjisi ihtiyacı giderek ağırlığını artırmaktadır. Sera işletme süreçlerinde kullanılan iklimlendirme sistemleri, ısıtma-soğutma sistemleri (su ısıtma, kar ve buz eritme vs.), aydınlatma sistemleri, drenaj sistemleri, gübreleme ve sulama sistemleri, CO2 dozaj sistemleri vs. gibi sistemler elektrik enerjisi kullanarak, sensörler ve otomasyon yardımı ile ürünün ihtiyacı olan optimum ortam koşulları yıl boyunca otomatik olarak sağlanmakta ve atık yönetimi ile süreç devam ettirilmektedir. Sürdürülebilir tarımda, sera gazı emisyonlarını minimize eden veya tamamen ortadan kaldıran, kendi ürettiği enerji ile yüksek oranda kendine yetebilen sistemler kurulabilmektedir. Yenilenebilir enerji kaynakları ile mikro şebeke sistemlerinde enerji yönetimi uygulamalarıyla, enerji üretimi ve tüketiminin akıllı şebeke sistemleri ile kontrol altında tutulmasını sağlamak mümkündür. Böylece sera yükleri dağıtım şebekelerine olabildiğince yüklenmeden, kendi yenilenebilir enerji kaynaklarının üretmiş olduğu enerji ile tümsistemlerin çalışması sağlanabilir. Bu bakış açısıyla sürdürülebilir tarım sistemlerinde sürdürülebilir enerji uygulamalarının yaygınlaştırılması olumlu bir uygulama örneği teşkil etmektedir. Günümüzde sürdürülebilir enerji için kullanılabilen enerji kaynaklarının çeşitli formları mevcuttur. Yenilenebilir enerji kaynaklarını güneş, rüzgâr, biyokütle, gelgit, jeotermal, küçük ölçekli hidro, biyoyakıtlar ve dalga kaynaklı güç üretim sistemleri olarak sıralayabiliriz. Yenilenebilir enerji kaynaklarının battery storage sistemleri ile desteklenmesi ile üretilen enerjinin depolanabilmesi sağlanmaktadır. Battery storage sistemleri özellikle rüzgâr türbinlerinin, şebeke gerilimlerinin herhangi bir nedenden ötürü kesilmesi sonucu rüzgâr türbinlerinin ada modunda çalışabilmesini mümkün kılar. Ayrıca rüzgâr türbinlerinin rüzgâr esiş hızlarına göre devreye girme ve çıkma özelliklerinden ötürü oluşacak olan duruşlarda battery storage sistemlerinde depolanmış olan enerji ile sistem, hesaplanmış olan depolama kapasitesi süresince gerekli olan yükleri beslemeye devam edebilir. Ülkemizdeki örnek bir yüksek teknoloji sera projesini referans alarak, Ekolojik Tarım yapacak olan bir sera tesisinin dağıtım sisteminin genel hatlarını anlatmaya devam edebiliriz. Kurulmakta olan tesis rüzgâr türbinleri ile desteklenen ilk sera projesi olma özelliğindedir. Tesise ait genel tek hat şeması Resim 2’de gösterilmektedir. Tüm tesisin enerji dağıtım sisteminin omurgasını Ana Elektrik Odası ve Sera Elektrik Odasında bulunan 34.5 kV şalt tesisleri oluşturmaktadır. Ana elektrik odası; 1 adet otoprodüktör hücresi, 2 adet ölçü hücresi, 2 adet transformatör çıkış hücresi, 2 adet rüzgâr türbini giriş hücresi ve 1 adet sera elektrik odası çıkış hücresinden oluşmaktadır. Ana elektrik odasında bulunan orta gerilimbara sisteminin otoprodüktör giriş hücresi, sistemi dağıtım şebekesine bağlayan elemandır. Baradaki 2 adet türbin giriş hücreleri ise rüzgâr türbinlerini ana omurgaya, yük akış yoluna göre bakarsak, 3.8 MVA gücünde 0.69/34.5 kV step up transformatör ve bu transformatörün yüksek gerilim tarafından bağlı olduğu gaz izoleli Ring Main Unit (RMU) üzerinden bağlarlar. Ana elektrik odasında bulunan 2 adet transformatör çıkış hücresinden, 630 kVA olan transformatör ana elektrik binasının iç ihtiyacını karşılayacak olan iç ihtiyaç transformatörünü, 3150 kVA transformatör ise soğuk hava deposunu enerjilendirecek olan soğuk hava deposu transformatörünü besleyecektir. 5HVඈP 6HUDGD EඈWNඈOHUඈ ඈQFHOH\HQ EඈOඈP ඈQVDQÕ 27 yeni enerji • KASIM - ARALIK 2021

RkJQdWJsaXNoZXIy OTEzMQ==