Yenienerji | Mart-Nisan 2022 | Sayı: 85

Küresel hava yolu hizmet sağlayıcısı olan dnata, küresel olarak kaynak verimliliğini daha da iyileştirmek için altyapı ve ekipmana yatırım yapmaya devam ediyor. Şirket, Singapur Changi Havalimanı'ndaki kargo ve yemek tesisleri de dahil olmak üzere tüm operasyonlarında kullanılacak 3.5 megavatlık bir çatı güneş enerjisi sistemi kurdu. Çatıdaki elektrik santrali 6 bin 500'den fazla bağımsız güneş panelinden oluşuyor ve yılda 4 bin 300 megavat saatin üzerinde yeşil enerji üretecek, dnata'nın Singapur'da elektrikle ilgili karbon emisyonlarını yılda yüzde 20 oranında azaltmasına olanak sağlayacak. dnata'nın havaalanı operasyonlarından sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı David Barker şunları söyledi: "Operasyonlarımızda mümkün olan en yüksek düzeyde çevresel verimliliği sağlamak için karbon ayak izimizi azaltmaya kararlıyız. Singapur'da güneş enerjisi sisteminin kullanımı, dnata'nın operasyonlarını daha da sürdürülebilir hale getirme ve önümüzdeki iki yıl içinde küresel olarak karbon ayak izimizi yüzde 20 azaltma çabalarımızda önemli bir dönüm noktasıdır". Sembcorp Industries Entegre Çözümler (Singapur ve Güneydoğu Asya) ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları (Endonezya) Başkanı Jen Tan şunları söyledi: “dnata'nın karbon ayak izlerini azaltma yolunda ilk adımlarını atmasına yardımcı olmaktan memnuniyet duyuyoruz ve gelecekte onlarla birlikte daha yenilikçi yeşil çözümler keşfetmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz". dnata, Changi Havalimanı'nda Güneş Enerjisine YatırımYaptı Haber “Modern Teknolojilere Yapılan Yatırım ve İstihdam Türk Rüzgârını Başarılı Kılıyor” Devamlı kötüye giden küresel iklim koşulları, fosil yakıtların yetersizliği ve ekonomik dengesizlikler, rüzgâr enerjisini her geçen gün daha değerli kılıyor. Yenilenebilir kaynaklara yatırım yapan ülkelerin sayısı artmaya devam ederken WindEurope tarafından hazırlanan rapora göre Türkiye, 2021 yılında Avrupa’da en çok rüzgâr enerjisi kurulumu gerçekleştiren Birleşik Krallık, İsveç ve Almanya’dan sonra 4. sırada yer alırken toplamda Avrupa’nın en büyük 7. rüzgâr ülkesi konumunu da koruyor. Rüzgâr enerji kapasitesini 10 yıl içinde kat kat artırarak 11 GW’nin üzerine çıkaran Türkiye, rüzgâr enerjisindeki gücüyle ülkedeki 12 milyon hanenin elektriğini rüzgârdan karşılıyor. Bu başarının ardındaki sırrın modern teknolojilere yapılan yatırım ile yerli ve uzman teknik kadronun istihdamı olduğunu paylaşan Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, Türk rüzgârına yön veren bu iki önemli formülün detaylarını aktarıyor. Geleceğin Enerjisinde Yetkin İstihdamÖnemli Rol Oynuyor Son yıllardaki yatırımlarla kurulu gücü 11 MW’ı aşan ve 2030 yılına kadar 30 GW’ye kadar çıkarılması hedeflenen rüzgâr enerjisindeki verimlilik, rüzgâr türbinlerinin bakım ve onarım hizmetlerine bağlı. Dolayısıyla rüzgâr enerjisi sektöründeki gelişmenin yetkin istihdamla doğru orantılı olduğu görülüyor. Yurtiçi ve yurtdışındaki rüzgâr enerjisi santrallerine tüm teknik servis hizmetlerini sunan Ülke Enerji’nin Genel Müdürü Ali Aydın, türbinlerden yüksek verimlilik elde etmek için büyük role sahip teknisyenlere ciddi eğitimmaliyetleri ayırdıklarını paylaşıyor. “Müşterilerimizin tamamı iş güvenliği ve enerji üretim sürekliliği konularında oldukça hassas, dolayısıyla çalışan eğitimlerinin teknik yetkinliklere odaklandığı kadar çalışılan projenin katma değerini de gözetecek şekilde tasarlanmasına özen gösteriyoruz. Teknisyenlerimiz, bizzat Avrupa’daki uygulama sahalarında tamamladıkları eğitim döneminin ardından Türkiye’deki santrallerde görev almaya başlıyorlar” açıklamalarında bulunan Aydın, Türkiye’nin enerji alanında ivmesini koruyabilmesi için sektörde çalışmaya aday gençlerin de uluslararası standartlarda eğitimlere hazır ve dünyadaki gelişmelere açık bireyler olarak kendilerini geleceğe hazırlaması gerektiğini vurguluyor. Modern Teknoloji Yatırımları Türk Rüzgârının Köklerini Oluşturuyor Türkiye’deki rüzgâr türbinlerinin verimlilik başarısı, yerli kaynaklarla elde edilen elektrik kapasitesi üzerinde büyük bir etkiye sahip. Enerji bağımsızlığına ihtiyacın her geçen gün arttığı bu dönemde, Ülke Enerji’de rüzgâr santrallerine sunulan hizmetler kapsamında türbin bakım planlarını organize etmek ve önceliklendirmek için birçok noktadan toplanan veriler kullanılıyor. Dişli kutularından türbin kanatlarına kadar farklı noktalardan elde edilen bu veriler kullanılarak gerçekleştirilen analizler sayesinde üretim verimliliği henüz düşmeden arızalara gerekli müdahaleler yapılarak rüzgâr türbinlerinin kondisyonu korunuyor. Dijitalleşmenin gücüyle birlikte rüzgâr türbinlerinde enerji üretim verimliliğini artırdıklarına dikkat çeken Ali Aydın, Türk rüzgârının köklerini oluşturan teknoloji yatırımlarının gelişmenin sürdürülebilirliği için büyük öneme sahip olduğunu vurguluyor. 12 yeni enerji • MART NİSAN 2022

RkJQdWJsaXNoZXIy OTEzMQ==