Kongre
üretiminde en ucuz formuna kavuştu.
Avrupa’da yeni bir rüzgâr tesisi kurmak
isterseniz, MW/saat’ini 83 ABD Doları’na
mal edebilirsiniz. Bu rakamı kömür ve
gazla kıyaslarsak; kömürün MW/saat’i 105
Dolar, gazın ise 113 Dolar seviyesinde.
"Türkiye’de 2030 yılında rüzgâr,
kömürden daha ucuz olacak"
İkinci bir mesajım da şöyle: Rüzgarın
ekonomiye fayda sağlayan ekonomik bir
değer olduğu artık çok net bir durumdur.
Sadece Avrupa için ekonomik fayda sağ-
lamıyor, aynı zamanda Türk ekonomisine
de katkı sağlıyor ve sağlayacaktır. Bugün
Türkiye’deki yeni rüzgâr tesislerinin elekt-
rik üretimmaliyeti, Avrupa’dan çok küçük
bir miktar daha fazla. Ama Bloomberg
Yeni Enerji Finans Raporu’na göre 2030
yılına kadar yeni rüzgâr tesislerinden
elektrik üretim maliyeti Türkiye’de 60
ila 80 Dolar MW/saat arasında bir mali-
yete olacak. Kömürde ise bu maliyet
2030 yılına kadar, 73 ile 116 Dolar MW/
saat olacak. Dolayısıyla Türkiye’de rüzgâr,
kömürden daha ucuz olacak.
"Türkiye’de yatırımcılar için ciddi
bir potansiyel var"
Eğer Türkiye rüzgâr enerji pazarına bakar-
sanız, pazarın çok büyük bir potansiyeli
olduğunu görürsünüz. 2030 yılına kadar
da Türkiye’nin enerji talebi bugünkü
seviyesinin iki katına çıkacak. Avrupa’da
ise her yıl için şayet gerçekleştirilebi-
lirse %1’lik bir artış bekleniyor. Türkiye
2030 yılına kadar ülke olarak, 100 GW’lık
yeni enerji üretim kapasitesi eklemeyi
düşünüyor. Avrupa Birliği’nde biz bugün
100 GW’dan fazla bir kapasiteye sahibiz.
Türkiye rüzgâr enerjisinde Avrupa’dan
daha iyi bir potansiyele sahip. Yine
Bloomberg’e göre Türkiye’de 2030 yılına
kadar 27 GW’lık bir kapasite mevcut ve
2030 yılında elektrik tedariğinin % 17'si
rüzgârdan karşılanabilir. Özellikle 2030
yılında rüzgârın kömürden daha ucuz ola-
cağını da düşünürseniz, Türkiye’de yatı-
rımcılar için gerçek bir potansiyel mevcut.
"Türkiye rüzgârda bölgenin
endüstriyel üretim merkezi
olabilir"
Öte yandan soru şu: Türkiye rüzgâr enerji-
sinde bölgenin merkezi olmaya ne kadar
yakın? Bakılırsa bölgede Mısır, 2017 yılına
kadar 2 GW’lık yeni rüzgâr kapasitesi
geliştiriyor ve geçen yıl yaptığı Feet-in
tariff (şebekeye satış tarifesi) düzenle-
mesi ile de yatırımcıların oldukça dikkatini
çekiyor. Örneğin İran, 1 GW’lık yeni bir
kapasite planlıyor ve ülkenin toplam 30
GW’lık rüzgâr kapasitesi olduğu belirtili-
yor. Bölgedeki bu tür gelişmeler Türkiye
için endüstriyel üretim anlamında bölge-
nin merkezi olma potansiyelini de gün-
deme getiriyor. Eğer Türkiye, rüzgârda
bölgenin merkezi olma potansiyelinin
farkına varırsa hükümetlerin de bu konu-
larda açık ve doğru politikalar geliştirme-
leri gerekir.
"Kötü politika yönetimi İspanyol
rüzgâr enerjisi sektörünü yok etti"
Bu konuda Avrupa Birliği’ne ve Birlik
hükümetlerinin enerji politikalarına
bakarsak, bazı iyi politikalar olmasına
rağmen son yıllarda özellikle rüzgâr ener-
jisinde kötü uygulamaların da olduğunu
görüyoruz. AB’nin 20-20 hedefleri bağla-
mında % 20 yenilenebilir enerji hedefleri
var. 2030 yılı için toplam enerji tüketimi-
nin % 27’sini yenilenebilir enerjilerden
karşılama hedefi var. Ancak belirttiğim
gibi AB aynı zamanda bazı kötü rüzgâr
politikalarına da sahip. Örneğin İspanya,
rüzgâr projeleri için uyguladığı Feed-in
tariff kararlarını iptal etti. Yatırımcıların
10 yıl önce, 20yıllık süreyle elektrik satışı
yoluyla gelir elde etme anlaşmaları, ilk
10 yılın sonunda hükümet tarafından
durduruldu. Yatırımcıların 20 yıl süreyle
yaptıkları kazanç sağlama anlaşmaları
bozulduğu için, zarar oluştu. Sonuçta
23 GW’lık rüzgâr kapasitesine sahip
İspanya’da geçen yıldan beri hiçbir yeni
yatırım yapılmadı. Kötü politika yöne-
timi İspanyol rüzgâr enerjisi sektörünü
yok etti.
"İngiliz hükümetinin rüzgâr
politikaları endişe yaratıyor"
Bir başka örnek İngiltere. Bu yıl yeni bir
hükümeti var ve burada da yatırımcılar,
yatırımlarını durdurdu. Çünkü yeni hükü-
met bu konudaki politikaları değiştirdi.
Buna göre eğer rüzgâra yatırım yapa-
caksanız, önceki uygulamalara göre
devletin verdiği satın alma teşvik süresi
2017 yılına kadarken, bu tarih 2016’ya
çekildi. Elbette hala projeler buna göre
de yapılabilir ama hükümetin yatırımcı-
lara verdiği mesaj oldukça kaygı verici.
Hükümetin yenilenebilir enerjilere inanıp
inanmadığı sorularını gündeme getiriyor.
Dolayısıyla hükümetler bu şekilde hare-
ket etmemeliler. Aksi halde yatırımcılar
başka ülkelere kayacaktır.
Avrupa’nın elektrik pazarını yeniden
dizayn etmesi gerekiyor. Tek tek 28 ayrı
ülke ulusal pazarı yerine tek bir Avrupa
pazarının yaratılması gerekiyor.
"Türkiye’ye 3 öneride bulunmak
istiyorum"
Burada Türkiye’de hükümetin politikala-
rına bakacak olursak, 3 öneri de bulun-
mak istiyorum. Birincisi; enerji sitemi
içinde, elektrik üretiminde diğer tüm
kaynaklar arasında rüzgâr başı çekebilir.
Türkiye devleti bugün gelirlerinin %2’sini
kömür için harcıyor. Türkiye kömürde
kişi başına harcadığı sübvansiyon- teşvik
oranıyla 195 ülke arasında 2. sırada yer
alıyor. Yani ikinci en yüksek ülke olarak,
Çin’den ve Hindistan’dan daha fazla teş-
vik veriyor. Bunun daha makul bir sevi-
yeye ekilmesi gerektiğini düşünüyorum.
İkinci önerim ise şu: Türkiye rüzgâra 10
yıl garantiyle Feed-in tariff mekanizması
uyguluyor ancak AB’nin 15 yıl olan stan-
dardını uygulayabilir.
Benim üçüncü önerim de hedefleriniz
konusunda daha net ve açık olmanız
yönünde. Çünkü ilan edilen hedefler
yatırımcılara çok önemli sinyaller veriyor.
Bu sinyaller o ülkede ne kadar yatırım
yapılacağını, ne kadar sürelerde bunla-
rın devreye alınacağını gösteriyor. Sayın
Enerji Bakanı Türkiye’nin 2023 hedeflerini
ve rüzgârda 20 bin MW hedefini hatır-
lattı. Ancak Türkiye’nin Aralık’ta Paris’te
yapılacak İklim Değişikliği Zirvesi önce-
sinde gönderdiği ulusal katkı planında;
Türkiye’nin 2023 yılına kadar rüzgâr ener-
jisi hedefinin 16 bin MW olduğu belirti-
liyor. Dolayısıyla hangi hedefin uygula-
nacağının netleşmesi gerekiyor. Neden
Türkiye’nin ulusal hedefleri çok net ve
açık olmasın ve bu da dünyadaki tüm
yatırımcılar için açık ve doğru sinyaller
vermesin".
54
yeni
enerji
•
KASIM-ARALIK 2015